Alanya Ucuz Uçak Bileti

Alanya 

Antalya’nın doğu sınırında, sağı ve solu tabii plajlarla çevrili, 250m. yükseklikte, 800 m. uzunluktaki, denize dikinen yarımadanın üzerinde kurulan ilk yerleşim birimi, sonraları doğu sahil şeridinin başlangıcına inmiştir. Bugün, Türk turizminin en önemli merkezlerinden biri sayılan yöre, muz ve narenciye plantasyonlarıyla kaplıdır. Kent adının Luwi dilinde “Uç/ Çıkıntılı Kent” anlamında “Korakassa/Karakassa” olduğu ve antik Pamphylia’da bu adın Korakesion’a dönüştüğü bilinmektedir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, 1221’de Korekesion Kalesi’ni kuşatır ve kenti ister. Kent nüfusunun beşte biri kadar olan askerine rağmen, kent verilmezse 100 bin kişilik orduyla saldıracağını söyler. Nitekim gece karanlığında binlerce keçinin boynuzuna meşale bağlayarak, surların önünde toplanır. Korekesion Kralı da kenti teslim eder. Böylece Türk Sultanı Alaaddin Keykubat, tarihinin en ilginç blöflerinden birini yapar. Kente Bizans Dönemi’nde “Güzel dağ” anlamındaki Kalonoros denmiştir. 1221’de Türkler tarafından
zapedilen kentin adı, Sultan Alaaddin’in anısına Alaiye olarak değiştirilerek, Türk Selçuklu mimarisini yansıtan çeşitli yapılarla donatılmıştır. Yarımadanın en üst noktasındaki iç kale 180 metre uzunluğundadır ve 6 km uzunluğundaki surlarla çevrilidir. Surlar üzerinde 80 kule ve 150 bastion vardır. Bugün kalıntıları görülen sarayın, moloz taşlarla, iki katlı inşa edildiği
sanılmaktadır. 6x 6 m. boyutlarındaki, Bizans şapeli ve onun dört duvar üzerine oturtulmuş tek kubbesi ile iç yüzeyindeki
freskler dikkati çeker. Buradan kale iç duvarına bitişik, dikdörtgen biçimindeki garnizon binasına ve cephane deposuna
gelinir. Batı yönünde, ölüme mahkum esirlerin denize atıldığıdik bir yar vardır. “Cilvarda” denilen yarımadacığın üzerinde,
Selçuklu Dönemi eseri gözetleme kulesi ve küçük Bizans şapeli vardır. Iç kaledeki bir diğer kalıntı, çeşitli büyüklüklerdeki, su sarnıçlarıdır. Kalenin doğusunda, Alanya’nın sembolü sayılan 1227’de Türkler tarafından inşa edilen, sekizgen planlı, üç katlı,
ilk iki katında çeşitli odaların, yemekhane ve yatakhanelerin bulunduğu, üçüncü kattaki avlusunda büyük bir su sarnıcı ile
33m. yüksekliğinde, 29 m. çapında, kırmızı kesme taşlardan yapılmış Kızıl Kule karşımıza çıkar. Kızıl Kule limanı korumak
için yapılmıştır. Kulenin ilerisinde, denize sıfır noktada, dikdörtgen planlı, ön cephesi gemilerin girişine elverişli 5
kemerli, 60 m uzunluğunda tersane görülür.

Yarımadanın batı yamacında, denizden 70m. içeride, 15.000 yılda oluştuğu sanılan, 18 metre derinliğindeki Damlataş
Mağarası bulunur. Mağara, şahane güzellikte sarkıt ve dikitlerden oluşmuş, küçük bir salondan ibarettir. Mağaranın
karbondioksit, azot ve radyoaktivite bulunduran havası astım ve bronşit hastalarına iyi gelmektedir. 16. yy’da yapılan üç
kubbeli, ahşap oyma işçiliğinin en güzel örneklerini taşıyan Alaaddin Cami taş ve kırmızı tuğlalardan inşa edilmiştir.
Caminin doğusunda 35 m uzunluğunda, 13 m genişliğinde, 26 oda ve geniş depodan oluşan Bedesten-Kapalı Çarşı yer alır.
1967’de açılan müzede yöreye ait arkeolojik ve etnoğrafik eserler sergilenir. En önemlisi, Herakles’in bronz heykelidir

Bugün Alanya, muhteşem sahilleri ve turistik tesisleriyle dünya turizmine hizmet vermektedir. Yat limanı ve Eski
Alanya çevresi, restoranları ve alışveriş merkezleri gezilmeye değer deniz mağaraları olan Fosforlu ve Aşıklar Mağaralarına
tekne turları, turistleri cezbetmektedir. Ayrıca, Dim Çayı vadisinde rafting turları düzenlenmektedir. Nehir sularına
kurulu masa ve çardaklı restoranlarda otantik Türk yemekleri ve balık çeşitlerini bulmak mümkündür. Toroslar üzerindeki
Gedevet ve Türbelinas Yaylaları’na jeep-safari turları yapılmaktadır. Dim Mağarası ise Gazipaşa yönündedir.Mağaranın şahane güzellikteki sarkıt ve dikitleri korumaya alınmıştır. Mağara içinde, donmuş şelale manzarasını andıran
oluşum, görülmeye değerdir.

Neleri ünlüdür : Muz plantajları ve Toros kanyonlarındaki özellikle Dim Çayı nehir içi restoranları ünlüdür

ALARA

Ortaçağdan yakın zamana kadar Alaiye’den Antalya veKonya’ya giden kervanlar, Alara Han’da konaklardı. Alara Çayı’nın doğu kıyısındaki ilk düzlükte yer alan ve 38x50 m boyutlarındaki dikdörtgen planlı Kervansaray, doğu duvarları hariç, üzerinde semboller görülen kesme taşlarla inşa edilmiştir. Han’ın üç cephesi üçgen ve dörtgen payandalarla desteklenmiştir. Kuzey tarafında, basık bir kemerle taçlandırılmış, arslan başı kabartmasıyla süslenmiş bir portali vardır. Portalin üzerindeki altı satırlık yazıtta, hanı inşa ettiren Sultan Aladdin’i yücelten birçok sıfattan sonra, 1232 tarihi verilmektedir. Portalin arkasındaki avludan yatak odalarına ve içinde mescit ve çeşmesi bulunan büyük avluya geçilir. Odaların arka duvarlarına yolcuların uşaklarıyla konuşabilecekleri veya hayvanları görebilecekleri küçük pencereler açılmıştır. Handa, Selçuklu mimarisinde tek örnek olarak, ön yüzüne arslan başı oyulmuş kandil konsollar görülmektedir. Alara Han’ın girişi, Portalin her iki yanında inşa edilmiş kare planlı iki küçük kule, duvarlar üzerinde yağ mazgalları ve siperliklerle güvenlik altına alınmıştır. Hanın büyük salonu, yıldız tonozla örtülüdür. Bugün, kervansaray, otantik aslına uygun restore edilmiş olup, turistik Türk Geceleri düzenlenmektedir. Alara Kalesi ise Orta Anadolu’yu Akdeniz’e bağlayan yolun kontrolü için Bizans Dönemi’nde kurulmuştur. Kale’nin içinden Alara Çayı’na inen gizli dehlizler görülmektedir.

IOTAPE

Alanya’dan doğuya 35 kilometre gidildiğinde yol Aydap adlı küçük bir koyun yanından geçer. Burada antik Iotape kentinin kalıntıları bulunmaktadır. Kommagene Kralı IV. Antiokhos tarafından Kilikia’da kurulan kale kentlerden biridir. IV. Antiokhos kente karısı kraliçe Iotape Philadelphos’un adını vermiştir. Aşağıdaki Aytap Koyu Iotape’nin limanıydı ve batıdaki burun üzerinde inşa edilmiş kale tarafından savunuluyordu.

Alanya uçak bileti almak için www.ucakbileti.com.tr'yi tercih ediniz.