Marmaris Ucuz Uçak Bileti

Marmaris'in büyüleyici huzuru ve masmavi denizi bir uçak bileti mesafede. Marmaris uçak bileti en uygun fiyatlarla ucakbileti.com.tr'de

Marmaris Hava Durumu

    Marmaris Gezi Rehberi

    Türkiye’nin Güneybatı ucunda aynı isimli Körfez’in kıyısında yer almaktadır. Kentin bulunduğu yörede var olan Limankale,
    Karyalılar’ın ve daha sonra da Truva Savaşı’ndan dönenleringelmesiyle gelişerek, önem kazanmıştır. Antik Kariya bölgesinde yer alan kentin adı orjinalinde “Pısaska” olup, “Reçine Ağaçlı Yarımada” anlamındadır. Daha sonra bu isim, Helenlerce “işkembe” anlamında “Physkos”a dönüştürülmüştür.Marmaris’in üzerinde yer aldığı yarımada, reçine ve katranlarıyla ünlü çam ağaçları ormanlarıyla kaplıdır. Bugün olduğu gibi antik dönemde de yörede yetişen ağaçlardan elde edilen reçine ve diğer özler kurutularak, başta mide ve bağırsak olmak üzere çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmış, bu nedenle yöreye uygun isim verilmiştir. Karya Birliği içerisinde, iç karadaki kentlerin önemli bir liman işlevini gören kent daha sonra, Persler’in, Rodoslular’ın, Romalılar’ın, Bizanslılar’ın egemenliğine girmiştir. 1284 yılında Türkmenoğlu Menteş Beyliği’ne ve 1391’de Osmanlı topraklarına katılan yörede, 1872 yılında meydana gelen bir depremle büyük hasarlar oluşmuştur. Kentte görülebilen en eski eser, Liman Kalesi olup, Sultan Süleyman bu kaleyi onartarak, kervansaraya dönüştürmüştür.Marmaris’in, güney yakasında küçük bir tepe üzerinde bir orta çağ kalesi surlarının kalıntılarının bulunduğu ve buranın antik kentin nekropolü olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Cenevizli korsanlar tarafından yağmalanan akropolde, başı olmayan mermer bir aslan sfenksi, bir insan ve at kabartmalı rölyefli mezar steli ile bir mermer baş ve Romalı kadın figürü elde kalan kalıntılardır. Yörede Ketreae/Sedir Adası, idyma, Gökova, Larimna, Lorima, Kasarea diğer antik kalıntılardır.

    Neleri ünlüdür : Marmaris bugün dünyaca ünlü konaklama tesisleri, restoranları, yat turizmi, su altı dalgıçlığı, yamaç paraşütü aktiviteleri, gezi turları, eğlence aktiviteleri, doğal plajları ve koylarıyla dünyaca ünlü bir turizm merkezidir.

    Knidos / Kindada

    Antik kentin kalıntıları Güneybatı Anadolu’daki Datça Yarımadası’nın batı ucundadır.
    Neleri ünlüdür : Antik çağda Knidos da yaşamış ünlü matematikçi ve astronom EUDOKSOS gezegenlerin aynı merkeze bağlı hareket eden küreler olduğunu söylemiştir. Diğer batı Anadolu kentleri gibi M.Ö. 3000’li yıllarda Kariyalılar tarafından kurulmuştur.Kentin adı orjinalinde “Kindada” olup, “Ana Tanrıçalı Yer” anlamındadır. Nitekim, temelinde Ana Tanrıça adına yapılan tapınak, Makedonlar döneminde gelişen inanç kültürü nedeniyle Ana Tanrıça Afrodit özdeşleştirilmiş ve Afrodit Tapınağı’na dönüştürülmüştür. Kariya bölgesinin önemli bir kutsal alanı olan kentin adı, sonraları Knidos’a dönüşmüştür. M.Ö. 2000’li yıllardan itibaren Ege Adaları’ndan
    göçen Lelekler’le kentin nüfusu çoğalmış, ana kentleşme, yarımadanın güney ucundan, tapınağın bulunduğu batı kısma
    kaymıştır.Böylece, verimli olan batı kısımda meşe palamutu, badem, zeytin ve meyva ağaçları yetiştirip, ziraat yaparak,
    önemli ihraç ürünleri elde etmişlerdir. Yöredeki diğer kentlerle beraber, Heksapolis adında bir birlik kurulmuş ve daha sonra
    Halikarnas’ın bu birlikten çıkartılmasıyla, birlik Pentapolis olarak adlandırılmıştır. Yetiştirdikleri tarımsal ürünleri ve
    keresteleri Doğu Akdeniz’de çeşitli ülkelere ihraç ederek, hem zenginleşmişler, hem de denizcilikte çok ileri gitmişlerdir.
    M.Ö. 5. yy’da, Persler’in işgaline karşı, Datça Yarımadası’nı, Gökova Körfezi ile Bozburun arasında bir kanal açarak
    korumak istemişler, ama başarılı olamamışlardır.

    Yöreye M.Ö. 546’da Harpagos komutasında gelen Persler, kentin güzelliğinden etkilenmiş ve tahrip etmemişlerdir. Daha
    sonra Makedonlar’ın, Rodoslular’ın, Romalılar’ın ve Bizanslılar’ın egemenliğine geçen yöre, 7. yy’da Arap akınlarıyla tahrip olmuş ve 9. yy’da yaşanan deprem sonucunda terk edilmiştir. 12. yy’da yöreye gelen Türkler, yarımadanın
    güneyinde Datça yerleşimini kurmuşlardır. Knidos Antik Kenti, yarımadanın en ince yerinde akropolisine doğru teraslar
    üzerinde inşa edilmiştir. Toprakla doldurulmuş liman üzerinde, mendirek kalıntıları ve koruma kuleleri ile geniş planlı paralel
    sütunlu cadde kalıntıları ilk dikkati çekenlerdir. Limanın arkasında, Bereket Tanrıçası Demeter ve kızı Kore’nin kutsal
    alanı ve bir tapınak kalıntısı görülmektedir. Burada yapılan kazılarda, ünlü Afrodit Praxiteles Heykeli bulunmuştur. AgoraMeydanı ve iki Bizans kilisesi kalıntısı ile Apollon Tapınağı’nın kuzeyinde ise çeşitli kabartmalarda dans eden su
    perilerinin bulunduğu Nymphelerin Mağarası bulunmaktadır. Bunun arkasında ise içinde Afrodit Heykeli’nin bulunduğu, 17,
    5 m. çapında ve yuvarlak podyumunun çevresinde 18 sütun bulunan ünlü Afrodit Tapınağı kalıntısı görülmektedir. Küçük bir odeon ve Dionysos Tapınağı diğer kalıntılardır.

    Kaunos / Kadumna

    Köyceğiz Gölü’nü denize bağlayan Dalyan/Kalbis Çayı Vadisi’nin güneyindeki yarımada üzerinde yer almaktadır. Kentin adı Luwi dilinde “Kadumna” olup, “Ana Tanrıça’nın Halkı” anlamındadır. M.Ö. 3000 lerde Anadolu’ya giren Luwi boyları yörenin hem tatlı su, hem de deniz ulaşımı imkanlarını görerek, güneydeki yarımadanın üstündeki akropolde bir kent kurmuşlardır. Bunlar, Truva Savaşı ‘nda Truvalı Hektor’un yanında yer almışlar, M.Ö. 6. yy’dan itibaren Karya Birliği içinde bulunmuşlar ve 5. yy’da Persler’in egemenliğine girmişlerdir. M.Ö. 3. yy’dan itibaren Girit’ten göçenlerle nüfusu artan kent, Makedonlar döneminde Karyalı Ada’ya
    verilmiştir. Daha sonra Mısırlılar, Seleukoslar, Rodoslular, Bergamalılar ve MS 1. yy’ın sonlarında ise Roma hakimiyetine girmişlerdir. Kaunos, antik dönemde coğrafi konumunu çok iyi kullanmış ve diğer yörelere başta tuz olmak üzere balık, incir
    ve esir sevkiyatında bulunmuştur. Dalyan Çayı’nın zamanla dolmasıyla koy, bataklık haline dönüşmüş ve çıkan sıtmayla
    kent nüfusunun büyük çoğunluğu yok olmuştur. Bundan sonra insanlar kenti terketmişlerdir. Bugün antik kalıntılara, Dalyan
    yerleşiminden kalkan teknelerle ulaşılmaktadır. Kalıntılararasında ilk dikkati çeken, akropol kentin doğu yamacında,
    kayalara oyulmuş, mezar anıtlarıdır.

    160 m yükseklikteki akropol tepesinin etrafı 40 muzunluğunda büyük kiyklop tipi taşlarla çevrilmiştir. Batı tarafta Çömlekçi Tepe ile akropol arasındaki Sülüklü Göl, antik dönemde alüvyonlarla dolmadan önce kentin doğal limanıydı
    ve önü zincirle kapatılmıştı. Limanda bulunan agoranın etrafında çepeçevre stoaların arasında Tanrı ve imparator
    heykellerinin üstüne konulduğu kaideler görülmektedir. Ayrıca burada imparator Vespesian adına yapılmış bir anıtsal çeşme ve
    çeşmenin kenarında gümrükle ilgili yönetmeliklerin anlatıldığı yazıtlar görülmektedir. Agoranın hemen arkasında bir tapınak
    kalıntısı, üçbölümlü, tek apsisli bir kilise ile hamam kompleksi görülmektedir. Kompleksin bitişiğinde ise kütüphane
    bulunmaktadır. Kuzey doğu tarafta ise akropolün yamacına dayanmış bir şekilde inşa edilmiş, 34 cavealı, iki bölümlü
    tiyatro kalıntısı bulunmaktadır. iki katlı olan sahne binasının alt katı halen ayaktadır. Tiyatronun giriş yeri taş bloklarla
    kapatılmış olup, buranın sıtma hastalarının tedavi yeri olduğu sanılmaktadır. Kaunos’un bulunduğu istuzu sahili, Dalyan
    Çayı’nın denize kavuştuğu yerde yüzlerce doğal adacıktan oluşmuş bir doğa harikasıdır. Sahil, caretta kaplumbağalarının
    yumurtlama alanı olduğundan koruma altındadır. Köyceğiz Gölü’nün güneyinde, şifalı olduğuna inanılan Kleopatra Çamur
    Banyosu ve Sultaniye termal kaplıcası bulunmaktadır. Sarıgerme Sahili, Dalaman Yarımadası’nda orman ve mavi
    renkli doğal koyların birleştiği yerde, eşsiz bir ince kum sahili olup, dünyanın en mükemmel turistik tesislerine sahiptir.

    Marmaris Uçak bileti uygun fiyatlarla www.ucakbileti.com.trde

    Yorum Gönder


    Masaüstü Görünümü