Fethiye Gezilip Görülecek Yerler

Fethiye'nin gezilip görülecek yerleri bu makalede.. Detaylı bilgi şehir rehberi sayfasında!

Fethiye Hava Durumu

    Fethiye / Attalassa

    Teke Yarımadası’nın güneybatısında, aynı isimli körfezin yamacında kurulmuştur. Eşsiz doğa güzellikleri, harikulade koyları, adaları, bitki örtüsü, çam ormanları, tarihi değerleri ve dünya standartlarında konaklama tesisleriyle bir turizm merkezidir. Kentin kuruluşu M. Ö. 3000’li yıllarda Lukka boylarına dayanmaktadır. Kentin adı orijinalinde “Tanrısal Kral Atta’nın Hisarı” anlamında Attalassa’dır. Antik Likya’da yeralan kentin adı sonraları Telmessos’a dönüşmüştür. Truva Savaşı’nda Likyalılarla birlikte Telmossoslular’dan bahsedilmektedir. Kent, önce Likya Birliği’ne, Makedonlara, Bergama Krallığına ve Romalılar’a geçmiştir. Bizans döneminde Anastasiapolis, Osmanlılar zamanında ise Megri adıyla anılmıştır. 19. yy’dan sonra şehit pilot Fethi Bey anısına
    Fethiye’ye çevrilmiştir. Fethiye Yat Limanı önceleri körfezin doğusundaki 100m. yüksekliğindeki dağ yamacına kurulmuştur. Depremlerden günümüze fazla kalıntı ulaşmamasına rağmen, Likya Dönemi’nde yapılan, Bizans Dönemi’nde restore edilen, içinde su sarnıçları ve aquadukt ile Antik Tiyatro’nun üst sıra kalıntıları bulunan Akropol tepesi veAkropol surları görülmektedir. Akropolün güneyinde, Likya tipi sarkopagların bulunduğu Nekropol, kuzeye bakan dağ yamacında ise Likya kaya mezarları vardır. En dikkat çeken Galatların Tanrısal Kral Attala olarak betimledikleri Amyntas’ın tapınak şeklinde oyulmuş kaya mezarıdır.

    Neleri ünlüdür : Kelebekler vadisi, cennet koyları ve sebze ve meyvaları ile ünlüdür.

    Ölüdeniz

    Fethiye kent merkezinin 8 km güneybatısında, dağlarla çevrilmiş sahil şeridinin arkasındadır. Hemen sahilin arkasındaki çam ve maki ormalarının bulunduğu 900 m yüksekte yamaç paraşütü yapılmakta ve her yıl şenlikler düzenlenmekte, kıyıda ise sörf, yelken ve her türlü deniz sporu yapılmaktadır. Yörenin doğal koyları sualtı dalgıçlığı için idealdir. Sahil şeridinin arkası dağlardan inen alüvyonlarla
    dolmuş, kıyıda ancak 20 m’lik bir boğaz ve boğazın arkasında 800 m uzunluğunda, 300 m eninde durağan ve dalgasız doğal
    bir iç koy oluşmuş ve bu yöreye Ölüdeniz adı verilmiştir. Ölüdeniz’in 500 m uzağında, üzerinde bir Bizans şapeli ve manastır kalıntılarının bulunduğu Kleopatra Adası bulunmaktadır. Yöredeki Kelebekler Vadisi ve 12 Adalara tekne turları yapılmaktadır.

    Kaya Köy / Karymlassos

    Ölüdeniz - Fethiye yönünde, denize dik inen dağların kuzeye bakan yamaçları arasında 300 m yükseklikte bir ovanın
    kenarında kurulan kentin, çok eski bir Likya yerleşim birimi olduğu bilinmektedir. Deprem kuşağında bulunması
    kentleşmeyi olumsuz etkilemiş, çeşitli dönemlerde yıkılıp, hasar görmüştür. Yöredeki köylüler tarafından Kayaköy olarak
    isimlendirilmektedir. Kentteki üç kiliseden ilki deniz yönündeki tepede kuruludur, diğeri kent meydanındadır ve içi
    fresklerle süslü bir Ortodoks bazilikası şeklindedir.

     

    Kare planlı diğer kilisenin doğu yönündeki sütunları üzerinde duvarda Hz. İsa ve 12 Havarisi’nin freskleri görülmektedir.Karymlassos Kenti 1800’lü yılların sonunda ortodokslar için piskoposluk merkeziydi. Buradaki evler genelde tek veya iki odalı olup, içinde yemek pişirmeye yarayan şömine tipinde ocaklar görülmektedir. Kent halkı, Likyalı etnik kökenli olmalarına rağmen ortodoks oldukları için 1926 yılındaki mübadele ile Yunanistan’a göçmüşler ve orada aynı isimli bir yöreye yerleşmişlerdir. Bugün yöre tamamen koruma altındadır. Yerleşimin arkasından denize doğru inen yol ile denizle olan bağlantı sağlanmaktaydı.Bugün yöre Ölüdeniz’e kadar doğal güzellikler bozulmadan inşa edilen konaklama tesisleriyle turizminhizmetindedir. Kayaköy ve çevresi yürüyüş ve bisiklet turları için idealdir.

    Kadyanda (Üzümlü)

    Kentin Luvi kökenli eski bir yerleşime işaret edenLykçe adı dışında İÖ 5. yy öncesine tarihlenen kalıntısı yoktur. En parlak
    zamanlarınıRoma İmparatorluk Dönemi’nde yaşayan Kadyanda, hem Eşen Çayı vadisini, hem de Fethiye’yi gören konumuyla bir tepe yerleşimidir. Korunabilen yapıları arasında yarı daire planlı ve çok katlı sahne binası olduğu anlaşılan tiyatrosu ziyaretçilerin ilk karşılaştığı yapılardan biridir. Kentin kuzey ve batısı Lykia tipi mezarlarla doludur. Bunlar arasında yer alan Lykialı bir süvarinin betimlendiği kaya mezarı oldukça dikkat çekici örneklerden biridir. TLOS Hitit metinlerinde adı Lukka topraklarındaki Dalawa olarak
    geçen kent, Lykia yazıtlarında da Tlawa olarak anılır. Lykia Birliği’ndeki oy kullanma hakkına sahip altı büyük kentten biridir. Antik kaynaklarda pek bahsedilmeyen kent, 1800’lü yıllarda Charles Fellows tarafından yeniden keşfedilir. Akropolisindeki Türk kalesi oldukça dikkat çekicidir. Kalede zamanlar ünlü gezginlerden Spratt’ın konuk edildiği bilinmektedir.

    Letoon / Kumluova

    Kumluova, içerisinde antik Letoon kalıntılarını bulunduran, Xanthos-Eşen Çayı batısında bir yerleşimdir. Kentin adı Luwi
    orijinalinde “Ladauwa” olup, “Ana Tanrıça Lada TapınmaYeri” anlamındadır. Antik Likya’da yer alan kentin adı
    sonraları Letoon’a dönüşmüştür. Bu kutsal yerin tarihi, isa’dan binlerce yıl öncesine uzanmaktadır. Anadolu’nun her yerinde
    görülen Ana Tanrıça Kültü’nün Likya’da da yerleşmiş olması kaçınılmazdır. Kültün yöreye uyarlanarak Leto, Artemis,
    Apollon üçlemesiyle ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.

    Likya Birliği’nde kutsal kent olarak kurulan Letoon, diğer Likya kentleri gibi M. Ö. 5. yy’da Persler’in eline
    geçmiştir.Hristiyanlığın ilk yıllarında misyonerlik çalışmaları, Ana Tanrıça Lada/Leto ‘nun Meryem Ana, oğlu Apollon’u ise
    Hz. isa ile özdeş tutulması propagandasıyla sonucunu vermiş ve böylece yörede Hristiyanlık yayılmıştır. M. S. 7. yy’daİslamiyeti yaymaya çalışan Arap akıncıları karaya ayak basar basmaz hedef gösterilen Letoon’u yıkmışlardır. Yörede ilk
    olarak, yan yana yapılmış üç tapınak kalıntısı görülmektedir. ilki iyon tarzıyla yapılan, peripteral düzenli tapınağın Leto
    Tapınağı, bitişiğindeki tapınağın ise Leto öncesi bir inanışın uzantısı olarak inşa edildiği anlaşılmaktadır. Leto’nun çocukları Apollon ve Artemis’e ait olduğu bilinen üçüncü tapınak ise yine peripteral tarzda inşa edilmiş olup, tabanı renkli mozaiklerle süslenmiştir. Kutsal alanın kuzeyinde 26 cavealı tiyatro görülmektedir. Güney girişinde 16 maske bulunmuş olup, bunların bir kısmı tanrılara, bir kısmı mitolojik tiplemelere aittir. Kuzey girişinde ise ilginç bir mezar vardır.

    Xanthos / Kınık

    Antik kentin kalıntıları Eşen Çayı’nın doğu yakasındaki 100m. yüksekliğinde bir tepe üzerindedir. Xanthos Antik
    Kenti’nin kalıntıları görülmektedir. Kentin adı Luwi dilinde “Ana Tanrıça Sindanın Yeri” anlamındaki “Sindawana” olup, Helen dilinde “sarı” anlamına gelen Xanthos’a çevrilmiştir.Luwiler’in kurduğu kent, M. Ö. 540’da Pers Kumandanı Harpago tarafından kuşatılmış, ancak bağımsızlığına düşkün Xanthoslular, kadın ve çocukları bir binaya doldurup yakmışlar, kendileri de 100 m yüksekten
    atlayarak intihar etmişlerdir. O dönem kentte olmayan 80 aile bir süre sonra dönerek, kenti tekrar canlandırmıştır.

    M. Ö. 334’de Makedon Kralı İskender’e boyun eğen Xanthos, Mısırlıların, Seleukidlerin ve Rodosluların eline geçmiş, M.Ö.
    42’de Brütüs’ün saldırısında ise yine ataları gibi intihar etmişlerdir. Bizans Dönemi’nde piskoposluk merkezi olan kent,
    Arap akınlarıyla yıkılıp, terkedilmiştir. Köyün kuzeyinde akropol surlarının kalıntısı vardır. Yukarısında kare planlı
    Agora bulunmaktadır. Meydandaki Obelisk/yazılı kaya; büyük bir mezar odasının üzerindedir.Luwi dilindeki 250 satırlık
    yazıtta, Likyalıların Perslere karşı kahramanlıkları anlatılır. Temeli MS 2. yy’da atılan 8 bin kişilik tiyatro, Likya
    döneminde bugünkü haliyle inşa edilmiş olup, toplam 20 oturma sırası vardır. Likya başkenti Xanthos’un sembolü iki anıtsal mezardan ilki, 8 m. yüksekliğindeki Harpyien Anıtı’dır. Etrafı Likya kahramanının ailesi, üç erkek, kadınlar, nar ve siren kabartmalarıyla bezenen anıtın Londra’daki British Müzesi’ne kaçırılan orijinalleri, aynı isimli salonda sergilenmektedir. Diğer anıt, prizmal 5 m. yüksekliğindeki mezar odası üzerinde kurulu taş podyum ve sarkopagdır. Tiyatronun arkasında hamam, saray kalıntısı ve su sarnıçları görülür. Ünlü Nereidenler Abidesi’nin üst ana kısmı British Müzesi’ndedir. Kentin aslan figürlü iki nekropolü, batı yönünde ikinci agorası ve Bizans Dönemi’nden bir bazilikanın kalıntıları vardır. Bugün Eşen Çayı üzerinde turistik kano ve rafting turları yapılmaktadır.

    Patara / Gelemiş

    Kaş’tan Fethiye’ye doğru, Xanthos-Eşen Ovası’nın güney ucundan Gelemiş Köyü’ne varılır. Sahilin kum yığınları
    arasında Patara antik kenti kalıntıları vardır. Kentin adı Luwi dilinde “Sulak yer/ırmaklı yer” anlamında “Padaura”dır. Bu
    isim antik Likya’da sonraları Patara’ya dönüşmüştür. Tanrı Apollon adına yaptığı tapınakla Akdeniz’in ikincibüyük orakel/kehanet merkezi olan kent, Persler’in, İskender’in, Mısırlılar’ın, Seleukitler’in ve Rodoslular’ın eline geçmiştir. Kent, Apollon’un Hz. İsa’yla özdeşleştirilmesiyle hristiyan azizlerinin uğrak yeri olmuştur. Zamanla deniz ticaretiyle gelişen liman alüvyonla dolmuş, kalıntılar da erozyonla kum altında kalmıştır. Limanın batısında, içinde 8 odalı tahıl silosunun bulunduğu Deniz Feneri yer almaktadır.
    Ön yüzü dört sütunla süslenmiş Anıt Mezar ve 6 m yükseklikteki Aquaduk’un dışında, Nekropolünde Likya tipi anıt mezar ve Likya dilinde yazıların olduğu sarkopaglar bulunur. Zafer Takı şeklindeki şehir giriş kapısının batısındaki
    taş bir podyumun, Apollon Tapınağı temeli olduğu sanılmaktadır. Güneyde 5 odalı roma hamamı kalıntıları
    görülür. Patara’da doğup, dini çalışmalarını Myra’da yapan ve orada ölen St. Nicholaus’un doğduğu evin temeli üzerine
    Bizans bazilikası yapıldığı iddia edilir.Batıda Şans ve Ticaret Tanrıçası Fortuna’ya ait tapınak bulunmaktadır. 34 oturma
    sıralı tiyatro kısmen iyidir.

    Akropol tepesindeki mezar kalıntıları arasından, merdivenle inilen çukur şeklinde sarnıç bulunur. Deniz yönündeki tepede
    Athena Tapınağı’nın kalıntıları görülmektedir. Kalıntıların büyük kısmı bataklık veya kum altındadır.Kazılarda ev tipi
    mezarlar, sarkopaglar ve Apollon Tapınağı bulunmuştur. 70 Likya kenti arasındaki uzaklığı gösteren 41 taş bloktan oluşan
    Stadiasmus isimli yol kılavuzu anıtı bulunmuştur. Koruma altındaki yöre, doğal ve kültürel yapı bozulmadan turistlere her
    türlü konaklama hizmeti vermektedir. Eşsiz ince kum sahili, günübirlik geziler için idealdir.Caretta kaplumbağalarının
    yumurtlama sahası olan sahil, korum altındadır.

    dalaman uçak bileti alarak Dalaman'dan Fethiye'ye sadece 20 dk'da ulaşabilirsiniz. Detaylı bilgi için: www.ucakbileti.com.tr

     

    Yorum Gönder


    Masaüstü Görünümü